Zalime Merhamet Edilmez

Allah (c.c), Kur’an-ı Kerim’de “Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız.” (Âl-i İmran Suresi / 132) buyuruyor.

Başka bir ayette; “Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.” (Nisa Suresi / 110)

Mü’minun Suresi 75 ve 109 ayetlerinde ise Allah (c.c) şöyle buyuruyor: “Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.”

"Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,"

Ayetlerde buyrulduğu gibi tövbe eden ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duyarak samimi şekilde Allah’tan af dileyeni Yüce Allah (c.c) affedeceğini söylüyor. Binlerce masun insanın kanını dökerek insanlara acı çektiren caniler, Allah’a, bir de Türk Milletine hesap verecekler. Biz, ne hâkimiz, ne de affediciyiz. Lâkin bu Allah tanımazlar, kutsiyetlerimize saldırıyor: Allah(c.c)’a küfrediyorlar, Kur’an-ı Kerim’i yırtarak ayaklarının altına alıyorlar. Namaz ibadeti ile alay ediyorlar. Şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar üzerinde Müslümanları rencide ediyorlar.

Uyuşturucu, insan ve silah kaçakçılığı, mala ve cana zarar vermek gibi ne kadar kötü işler varsa acımasızca ve korkusuzca yapan terör örgütü hiçbir zaman pişman olduğunu açıklamadı. Aksine tehditler savurdu. Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okudu. Hükümetin başlattığı “açılım süreci”nde verilen sözleri tutmadı ve kan akıtmaya devam etti.

Terör örgütü, ülkemizde korku ve paniğe neden olmuştur. Yıllarca masum vatandaşların kanını akıtarak, hem vatandaşın canına, malına, hem de milli varlıklara zarar vermiştir. Terör, halkın devletine olan güvenini sarsar. Kaos yaratır. Ekonomisini bozar. Bunların sonucu olarak devlet zayıflar.

Ülkemizde neredeyse yarım asırdır devam eden bir terör belası var. Terör, maddi ve manevi çok zararlara neden olmuştur. Yarım asırdır teröre harcanan para ile ekonomiye canlılık kazandıracak fabrikalar açılabilirdi. Ülkemiz yıllarca enflasyon canavarı ile boğuşmaktan kurtulabilirdi. Bu ülkeyi seven ve her santim toprağına canlarıyla bağlı olan vatansever insanlarımız, ‘anaların gözyaşı akmasın’ istemiştir. Ancak silahlar teslim edilmeden, dağdakiler inip teslim olmadan terör örgütüyle pazarlığa oturmanın bedeli bundan farksız olamazdı. AK Parti hükümeti işe yanlış başlamış ve süreç anlamsız bir şekilde uzamıştır.

Terör örgütüyle gizli kapaklı görüşmeler yapılması, halka bilgi verilmemesi, “acaba ne oluyor, karşılığında ne veriliyor?” gibi endişelere neden olmuştur. Hükümet bir taraftan terörü bitirmeyi hedeflerken, diğer taraftan halkın beklentilerini ve düşüncelerini gözden kaçırmıştır.

Yeni devlet yönetimi anlayışı halkta tedirginliğe yol açarken, AK Partinin ısrarla dile getirdiği “kandırıldık” sözleri de AK Partiye olan güveni sarstı. Yüzde 50 halk desteği ile sarhoş olan AK Parti, pervasızca hata yapmaya başladı.

Konumuz gereği, teröre yani PKK konusuna geri dönelim.

Kışlanın içerisinde Türk Bayrağı indirildi. Teröristler kendi mahkemelerini kurdular. Vergi topladılar. Kendi askerini, polisini oluşturdular. HDP Milletvekilleri, teröristlerle kol kola girerek PKK’nın sözcülüğünü yaptılar. Bebek katili, bölücü terör örgütü başına hükümet yetkilileri “Sayın” dedi. Bölücü başının “masum” olduğunun ilan edilmesine ramak kalmıştı! Teröristler cadde ve sokaklarda askeri yürüyüş yaparak meydan okudular. Kısaca Diyarbakır başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinin kendilerine ait olduğunu ilan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devletini “yok” saydılar.

Öte yandan PKK’ya karşı ellerinde bayraklarla yürümeye çalışanlar durduruldu. Bundan sonraki gelişmeler bana 12 Eylül öncesini hatırlattı. Sosyalistlerin duvarlara yazdığı “Rus askerine selam dur, Türk askerini arkadan vur!” sloganları zihnimde canlandı. PKK’nın karşısına dikilen milliyetçiler horlandı, dayak yedi, hakarete maruz kaldı. İşte AK Parti hükümetlerinin bu bakış açısı PKK denen terör örgütünü şımarttı. Bildiklerimizin yanında, hiç bilmediğimiz kim bilir ne tavizler verildi. İşte sonuç! Kısa zamanda çok sayıda vatandaşımızın katli…

Hainler, caniler, insan onurundan nasiplenmemiş katiller, yüreğinde Allah korkusu taşımayan inançsız bir grup Zerdüştler, devletin askerine, polisine kurşun sıkıyor. Acımasızca onları öldürüyor. Can yakıyor. Manevi değerlerimize saldırıyor, dinimize küfrediyor. Bu aymazlığı ve ahlaksızlığı açılım süreci başladığından bu yana pervasızca yapıyorlar. Kürt kardeşlerimizin meşru hakları verilsin. Ancak PKK, Kürtleri temsil eden bir kuruluş değil, emperyalist güçlerin elinde oyuncak olan, Yahudi, İngiliz ve Suriyeli kansızların içinde savaştığı bir maşadır. Devlet isteseydi, yarım asırdır devam eden bu terör belasından ülkemizi kurtarabilirdi. Ancak dış güçlerin engellemesi ve terör örgütünü desteklemeleri nedeniyle yapamadı. Hâlbuki canı yanan ve gözyaşı döken Türk halkıdır. Devletin ve Türk halkının karşısında sünnetsiz Zerdüştler bulunuyor. Bunlara “yumuşak” davranırsanız, gün gelir sizden Kürtçe isim, Kürtçe eğitim, özerklik istemekle kalmaz, toprak ister, oturduğunuz makamı ister. Karşınızda acımasızca terör estiren, halkı bezdiren, bıkkınlık yaratan, canına, malına, ırzına kasteden canilere acınır mı?

Zalime merhamet edilmez.

PKK, Kürt halkıyla ilgisi olmayan bir maşadır. Görevi Türkiye’nin bölünmesine zemin hazırlamaktır. Vatansever milliyetçilerin, ülkenin diğer unsurlarının devletten beklentisi şudur: Türkiye, PKK’ya ve onun terörüne boyun eğmeyecek kadar güçlü ve büyük bir ülkedir. Bunlara daha fazla taviz vermeyin. Bugüne kadar verdiğiniz tavizler onları bu hale getirdi. Artık “dur” demenin zamanı gelmiştir. Türk Milleti olarak, teröre, maşaya, emperyalist güçlere karşı eğilmek istemiyoruz. Bizi eğmeyin. Eğilen başımızı kaldırın. “Ayaklar altına” aldığınız milliyetçiliği yeniden şahlandırın.

Çok geç olmadan iktidar hırsını bırakın ve kendinize gelin. Unutmayın; gaddara, zalime ve nanköre merhamet ederek acırsanız, acınacak hale düşersiniz.

 

yazarın diğer yazıları
FETÖ/PDY...
19-07-2016 tarihinde eklendi
Resûl-ü Ekrem’in Mirasçısı 1
28-06-2016 tarihinde eklendi
Ahlak ve Din ekseninde birlikte yaşama…
15-01-2016 tarihinde eklendi
Zalime Merhamet Edilmez
15-01-2016 tarihinde eklendi
“Edep” mi dediniz?
15-01-2016 tarihinde eklendi
Bir elmanın iki yarısıyız.
15-01-2016 tarihinde eklendi
Menü
 
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
İletişim
Bize Ulaşın
0312 232 70 20
[email protected]
Din-Bir-Sen | Özerk Diyanet Vakıf Çalışanları Birliği Sendikası

Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK Bulvarı) No:39 / 20-21
Maltepe Çankaya / Ankara
Tel :+90 312 232 70 20
Fax :+90 312 232 70 21
Gsm:+90 530 505 63 36

[email protected]

 

Vergi Dairesi : Mithatpaşa V.D.        Vergi Numarası : 879 062 1718
IBAN NO : TR56 0001 0004 7152 5286 9150 01


 

© 2012 Tüm Hakları Saklıdır
Tasarım & Yazılım :
Networkbil.net