Öğrencilik yıllarımdan itibaren teşkilatların içinde yer alarak kendini geliştirmiş, Osmanlı ruhunu iyi analiz etmiş, Osmanlı kültürünün Balkanlardan başlayarak bu topraklar üzerinde yaşayan Müslümanlara kazandırdığı değerleri incelemiş bir din görevlisi olarak, bugünse kurum ve kuruluşlarıyla yeni ve güçlü Türkiye fikrine sahip çıkan, ülkemizin ve ümmetin bütünlüğünden yana olan, barış ve huzur içinde yaşamanın ruhumuzda var olduğu bilinciyle mücadele eden bir sendikacı olarak diyorum ki; Osmanlı’daki irfan geleneğini anlayabilirsek birlikte daha rahat yaşarız.
Osmanlı kültürünü anlamamakta direnenlerin, Padişahları harem ile özdeşleştirip onları bu şekilde tanıtmaya çalışanların, bu topraklar üzerinde bin yıldır kardeşlik duygularıyla yaşayan etnik kökenlerin arasına nifak tohumları saçarak huzuru bozanların, ümmeti bölüp parçalamaya çalışanların belirli bir amaca hizmet ettiklerini görüyoruz. Bilerek veya bilmeden haçlı zihniyetine hizmet edenlerin ve bu kardeşliği bozmaya çalışanların Osmanlı ruhunu anlayamadıklarını belirtmekte yarar görüyorum. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bu yana gelen süreçte haçlı zihniyeti hiçbir zaman dostane davranmadı. Emperyalistlerin kirli planlarına hizmet edenler, Osmanlıya yaptıklarını bugün de yapmaya çalışmaktadır. Güzel vatanımızın parçalanmaya ve sosyal, kültürel ve ekonomik olarak devletimizin ve ümmetin çökertilmeye çalışıldığını herkesin bilmesi gerekiyor. Emperyalistlerin kirli oyunlarını defetmeye çalışmak için harcadığımız onca emek yüzünden sosyal, kültürel ve ekonomik olarak istediğimiz gelişmeyi gösteremedik.
Tıpkı Balkanlar’da olduğu gibi ülkemizde de farklı din ve mezhebe mensup insanlar birlikte yaşamıştır. Hiçbir milletin irfanı Osmanlı irfan geleneği kadar barışçı olamamıştır. Bu nedenle Osmanlı 650 yıl hüküm sürmüştür. Edebe, erkâna ve kültüre önem vermiştir. Türkiye’de yaşayan Müslümanların da Osmanlı irfan geleneğini anlaması ve sahip çıkarak yaşatması gerekiyor. Çünkü bu irfan; Türkiye Müslümanlarının gelişmesini sağlayacak önemli bir kültür zenginliğidir. Güzel dinimizin önemli hasletlerinden olan merhamet, şefkat, muhabbet, kardeşlik, yardımlaşma, insanların birbirini sevmesi gibi duygular bu geleneğin yaşayan birer parçasıdır. Ancak bu organlar birer birer parçalanıp yok edilmiştir. Dolayısıyla farklı kimliklerin bir arada yaşama kültürü de ciddi yara almıştır. Bu tehlikelidir. Bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için yok edilen parçalarımızı yeniden tamir etmeliyiz.
Azametli Osmanlı irfan geleneğinde buluşmanın önemli olduğunu ve bu irfan geleneğinin Türkiye Müslümanlarının kardeşçe duygular içinde birlikte yaşama kültürünü geliştirerek huzur içinde yaşamalarını sağlayabileceğine inanıyorum. 21. Yüzyılda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider çıkarak Osmanlı ruhundan bahsediyorsa, o takdirde bu liderin ne demek istediğini iyi analiz etmek gerekiyor. Demek ki, ümmetin başındaki beladan kurtuluşun bir reçetesi var.
Bu büyük iman adamının bu yalnız adamın, yani Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretlerini görüyor ve Osmanlı irfan geleneğinin yaşatılması konusunda kurum ve kuruluşlarıyla yeni ve güçlü Türkiye fikrini destekliyoruz. Din-Bir-Sen olarak, bu fikri benimseyen ve destekleyen bir camia oluşturmaya çalışıyoruz. Bu anlayışın ülkemiz genelinde yayılması içinde teşkilatlarımızı uyarıyoruz.
Bu itibarla gelecekte Osmanlı irfan geleneğinin etrafında birleşmeyi diliyorum.